Bize Ulaşın: 0542 619 01 81
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
  • admin
  • 21-Ekim-2020
  • 0 yorum
2.708 Okundu

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Bu bozukluğu yaşayan kişiler, çoğu zaman çok önemsiz konu ve durumlarla ilgili olarak sürekli bir kaygı içindedir. Birçok konuda kontrol edilemeyen ve kronik bir kaygı ve endişe içinde yaşamaktadırlar. Örneğin, bir ebeveyn çocuğunu her gün okula yollarken bir trafik kazası geçirebileceğine dair çok yoğun bir kaygı ve endişe yaşayabilir.

Bu endişe ve kaygı duygusuyla beraber bazı fiziksel belirtilerde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan; terleme, yüz kızarması, kalp çarpıntısı, mide rahatsızlığı, ishal, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, boğazda yumru varmış hissi, nefes darlığı sıklıkla rastlananlar arasındadır. Aynı zamanda yaşanan yoğun kaygıdan ötürü, kişiler iskelet ve kas sistemi ile ilgili şikâyetlerde de olabilir, özellikle boyun ve omuzlarda kas gerginliği, titreme ve göz kapağı gibi bazı bölümlerde seyirme ve gevşeyememe.

Bu insanlar huzursuz, yerinde duramayan, kolay irkilen kişilerdir. Kişi daima tetiktedir, bu yüzden daima gergin ve sinirli olabilir, çabuk kızar, kızgınlık patlaması yaşayabilir. Gevşeyemediği için de uykusuzluk sıklıkla yaşadığı bir durum olarak karşımıza çıkabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı %5’tir.  Kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görülmektedir. Genellikle ergenlik yıllarında başlamaktadır. Başlangıcında stresli bir yaşam olayının rol aldığı görülmektedir. Birçok Yaygın Anksiyete Bozukluğu yaşayan kişi tedavi görmeye gitmez. Bazı kişiler yaygın anksiyetenin yaşamları boyunca sürdüğünü belirtmektedirler.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun tedavisinde; psikanalistler, çatışmaların bastırılmış kökenlerine inmeye çalışırlar. Bilişsel- Davranışçı terapilerde öncelikle sistematik duyarsızlaştırma ile kişi kaygı duyduğu olaylara maruz bırakılmaktadır. Aynı zamanda kaygının temelinde öğrenilmiş bir çaresizlik varsa da bu konuda bilişsel süreçlere müdahalede bulunarak, zihinsel süreçler tekrardan düzenlenmeye çalışır. Bu düzenlemede kişinin kendisine kaygıyı yaşatan otomatik düşüncelerini fark etmesi, bu farkındalıktan sonra da daha yararlı ve yeni düşünce sistemlerini benimsemesi amaçlanır.

Sosyal bağlantılarınız bu yazıyı okumak isteyebilir.
    • Blog Yazarı

Sen de Yorumla!

En Son Eklenen Makaleler